Şafii Mezhebinde Namazın Kılınışı

Şafii Mezhebine Göre Namazın Farzları

Namaz, İslam dininin temel ibadetlerinden biri olup, tüm Müslümanlar için farz kılınmıştır. Şafii mezhebine göre namazın farz olmasının bazı temel şartları vardır. Öncelikle, müslüman olunması ve ergenlik çağına ulaşılmış olması gerekmektedir. Ayrıca kişinin akıl sağlığının yerinde olması da önemlidir; deli veya baygın olan bir kişinin namazı geçerli olmaz. Kadınlar için ise, hayız ve nifas dönemlerinde namaz kılmak haramdır ve bu dönemlerde kılınmayan namazların kaza edilmesi gerekmez.

Namazın geçerli olabilmesi için taharet şartı da sağlanmalıdır. Yani, cünüp olan bir kişi gusül almalı ve abdestsiz olan bir kişi abdest almalıdır. Vücutta, elbisede veya namaz kılınan yerde herhangi bir necasetin bulunmaması da gereklidir. Ayrıca avret yerinin örtülmesi, namaz vaktinin girmesi ve kıbleye doğru yönelmek de namazın geçerliliği için şarttır.

Namazın nasıl kılınacağını bilmek ve namazı bozan davranışlardan kaçınmak da oldukça önemlidir. Namaz esnasında bir şey yemek, içmek veya konuşmak gibi davranışlar namazı bozar. Dolayısıyla, namaz kılmadan önce hazırlık yapmak ve dikkatli olmak müslümanlar için farzdır.

Namazın Rükünleri

Şafii mezhebine göre namazın rükünleri, yani içindeki farzları belirli aşamalardan oluşmaktadır. Bunların başında niyet etmek gelir. Niyetin kalp ile yapılması esastır, ancak dil ile de ifade edilmesi sünnettir. Niyeti takiben “Tekbiret-ül-ihram” getirilir ve “Allahü ekber” denerek namaz başlanır. Bu aşamada, kalben hangi namazı kılmak istediğimizi belirterek niyetimizi gençleştirmiş oluruz.

Namazın ilk rüknü olan Fatiha suresi, her rekâtta okumamız gereken bir farzdır. İlk iki rekâtta sadece Fatiha değil, peşine bir ayet veya sure de okumalıyız. Namazda başka rükünler de vardır; rükü ve secde yapmak bunların en önemlilerindendir. Rükuda sabit durmak ve üç defa “Sübhane Rabbiyel Azim ve bihamdihi” demek gerekir. Secdede de yine aynı şekilde üç defa “Sübhane Rabbiyel A’la ve bihamdihi” demeliyiz.

Bu rükünlerin ardından, ikisi arasındaki oturuşta “Rabbiğfir li” duasını okumamız da dinimizce önemlidir. Son olarak ise, namaz kılma işlemini tamamlayıp sağa ve sola selam vermek, namazı bitirmenin bir parçasıdır. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken her bir rükün, müslümanın Allah ile olan bağını pekiştiren önemli unsurlardır.

Namazın Sünnetleri

Namazda sünnetler, kişinin ibadetini daha da güzelleştirmek ve manevi tatmini artırmak için uygulanan davranışlardır. Şafii mezhebinde namazın sünnetleri iki grup altında incelenir: eb’ad ve hey’at sünnetleri. Eb’ad sünnetleri arasında, ilk oturuşta teşehhüdü okumak ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) salevat getirmek bulunur. Eğer unutulursa, secde-i sehiv yapılması gerekir.

Hey’at sünnetleri ise, namazın fiziki düzeni ile ilgilidir. Örneğin, kıyamda elleri göğsün altında bağlamak, rükuda düzgün bir pozisyonda durmak ve secdede bedenin belirli noktalarının yere konulması gibi davranışlar hey’at sünnetleri arasında yer alır. Bunlar, namazın usulüne uygun bir şekilde yerine getirilmesine yardımcı olur.

Namaz sonrası zikir ve dua etmek, sünnetin bir parçasıdır. Namazdan sonra yapılan dualar, kişinin manevi huzur ve güven bulmasına vesile olur. İşte bu şekilde, sünnetlere riayet ederek yapılan bir namaz, Allah katında daha makbul olur.

Namazda Kadın ve Erkeğin Farklılıkları

Namaz kılma esasları erkekler ve kadınlar arasında bazı farklılıklar arz etmektedir. Öncelikle, erkeklerin avret yerleri diz ile göbek arası iken, kadınların avret yerleri yüz ve elleri hariç olmak üzere tüm vücutlarıdır. Bu nedenle kadınlar, namazda daha dikkatli davranmalı ve bu kurallara uymalıdırlar.

Bir diğer önemli farklılık, secde ve rükuda beden pozisyonlarıdır. Erkekler, rükuda ve secdede dirseklerini yanlardan geniş açarak tutarken, kadınlar bunları vücutlarına yapıştırarak kılmalıdır. Bu tür ayrımlar, İslam’ın her iki cinsiyet için de sağladığı değerler doğrultusundadır.

Namazda sesli okuma açısından da farklılıklar bulunmaktadır. Erkekler, sabah, akşam ve yatsı namazlarında Fatiha ve diğer sureleri sesli okurken, kadınların yanlarında yabancı erkek varsa seslerini yükseltmeleri uygun değildir. Böylece, sosyal normlar ve dini kurallar arasında bir denge sağlanmıştır.

Namazın Bozan Şeyler ve Mekruhları

Namaz esnasında birçok davranış, namazın geçerliliğini ortadan kaldırabilir. Örneğin, abdestin bozulması, bedende veya elbisede necaset bulunması, avret yerinin açılması gibi durumlar namazı bozar. Ayrıca, bir rekâtta üç adım atmak veya namazda yeme içme gibi fiiller de geçerli olan namazı bozmaktadır. Bu yüzden, dikkatli olmak ve önceden hazırlık yapmak müslümanların üzerine düşen bir sorumluluktur.

Mekruhat ise namaz kılarken yapılmaması gereken tavırlardır. Örneğin, kişinin elbisesiyle oynaması, başını açık tutması veya havaya bakması mekruh sayılır. Unutulmaması gereken bir diğer nokta ise, rükuda başı eğmek ya da Alın, burun ve dizlerin yerle aynı hizada tutmamak gibi hareketlerin mekruh kabul edilmesidir. Bu tür davranışlar, kişinin namazının geçerliliğini etkilemeyebilir, ancak müslümanın manevi hallerine zararı olabilir.

Dolayısıyla, namaz kılarken hem farzları yerine getirmek hem de mekruhlardan sakınmak oldukça önemlidir. Bu şekilde, Allah katında daha makbul olan bir ibadet gerçekleştirilmiş olacaktır.

Namazdan Sonra Yapılması Gereken Zikir ve Dua

Namaz tamamlandıktan sonra, müslümanların yapması gereken dualar vardır. Öncelikle, “Estagfirullah-el-azim” terimi ile günahların affını istemekle başlanır. Dualar, Allah’ın merhametini kazanmak ve manevi huzuru yakalamak adına çok önemlidir. Ayrıca, günahlardan arınmak ve Rabbe yaklaşmak için namaz sonrası yapılan zikirler manevi olarak kişiyi güçlendirir.

Namazdan sonra yapılan dualar arasında “Allahümme entes-Selamu ve minkes-selamu” duası da bulunur. Bu dua, kişi ve toplum için rahmet talep etme ve birlik beraberliği artırma amacı taşır. Geri kalan dualar ise, özellikle gerektiğinde istimdad ve yardım istemek için söylenmesi önerilen sözlerdir.

Sizde bu duaları yerine getirerek, hem manevi ruh halinizi güzelleştirir hem de Allah’a olan sevdanızı artırırsınız. Zikir ve dua, dua edenin ruhundaki ve kalbindeki manevi huzuru yeşerten bir ibadettir, bu sebeple namaz sonrası her müslümanın dikkat etmesi gereken bir diğer önemli husustur.

Scroll to Top